Oruç Nasıl Bir İbadettir?
Oruç (savm-sıyam); Fecr-i Sadık'ın (şafağın) doğuşundan, güneşin batışına kadar, yemekten, içmekten, cinsi münasebette bulunmaktan ve diğer oruç bozan şeylerden Allah rızası için uzak durmaktır.
Oruç ibadeti, ta Hz. Âdem(as) den beri inanmışlara farz kılınmış olan bir ibadettir. Nitekim ayeti celilede; “Ey iman edenler!. (Hz. Âdem'den size gelinceye kadar) sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de oruç farz kılındı. Ta ki takva sahibi olasınız. "(Bakara 183)
Oruç nefisleri arındırmakta, düşüklük ve seviyesizliklerden temizlemekte ve böylece kişiyi takvaya götüren bir yol olmaktadır. Oruç açların halini anlatır. Kendi kazancına akşama kadar el uzatamayan oruçlu kişi, nasıl olur da başkalarının kazancına, hakkına el uzatabilir?!.
Oruç ibadeti, Allah'a kulluğun yanında, insanın sıhhatini arttırır. Hadis-i şerifte; "Oruç tutunuz ki sıhhat bulaşınız" buyrulmuştur. Sene boyunca bedenimizde durmadan çalışan hazım cihazı organlarımız bu sayede bir ay rektefeye alınır. Tıp dünyasının bir çok hastalara perhiz uygulaması gibi...
Yer yüzündeki varlıklardan bir çokları, kış uykusuna yatarlar ve aylarca yemez, içmezler. Ağaçlar da keza kış boyunca susuz ve gıdasız kalırlar ta ki bahara kadar. Bütün bunlar da bir bakıma oruç tutmaktadırlar.
Yukarıdaki ayeti kerime, oruç tutmanın hikmetinin takvaya ulaştıran bir ibadet olduğunu açıklamaktadır. Herhangi bir kimse, Ramazan orucunu tuttuğu halde takvayı elde edememiş ise, bu kimse kusurlu demektir.
Çünkü, gaybe iman ve tevhid, meyvelerini verebilmesi için İslam ağacının tohumunu teşkil ederler. Namaz, bu ağacın günlük gıdasıdır, infak ise kalp zemininden cimrilik, eli sıkılık ve hırs gibi zararlı otları koparıp atar.
Oruç ibadetinde günahlardan korunma özelliği vardır. Zira Rasulü Ekrem (as): “Essıyamü cünnetün”
Oruç bir kalkandır. Oruç, insanı cehenneme götüren kötülüklerden koruyacağı için cehennemden korur. Kalkan, sahibini düşman hamlesinden koruduğu gibi oruç da, oruç tutan mü'minleri, nefis düşmanının şerrinden korumuş olur.
Oruç, insanı sabretmeye alıştırır, irade gücünü arttırır. Olur, olmaz şeylere fevri davranamaz.
Peygamber (as):
"Oruçlu kişi, kendisine çıkışan kişiye karşı, 'ben oruçluyum' diyerek mukabelede bulunsun" buyurmuşlardır.
Diğer bir hadisi şerifte:
"Oruçlunun susması teşbihtir, uykusu ibadettir, duası müstecabtır ve amelinin sevabı kat kattır."
Namaza duran kişi, selam verinceye kadar Allah'ın huzurunda ibadet içinde olduğu gibi, oruçlu kişi de, imsaktan gün batıncaya kadar, hepten ibadet içinde bulunmaktadır. Böyle olunca oruçlu kişi, günah işlememek için "eline, diline, beline" sahip olmak durumundadır.
Kişi, orucu bozan şeylerden kaçınmakla farz borcundan kurtulmuş olur. İbadet içerisinde bulunduğu hissiyle mümkün oldukça, günahlardan da kaçınması durumunda, hem borcunu ödemiş, hem de ahirette vaadedilen mükâfata ermiş olur. Nitekim hadis-i şerifte: "Oruç ve okunan Kur'an, sahipleri için kıyamet gününde şefaat ederler" buyrulmuştur.