CAMİLER HAFTASI
Ekim ayının ilk haftası Diyanet İşleri Başkanlığınca Camiler haftası olarak kabul edilmiştir.
Bu vesile ile İl Müftüğülümüz emekli hocalarımıza sabah kahvaltısı tertip ederek hocalarımızla tekrar tanışıp görüşmelerini sağlayan Müftüğülümüze teşekkür ederiz.
Bu münasebetle yazımızı cami ve mescidler hakkında yazmayı uygun gördük.
Caminin dinimizde önemli bir yeri vardır. Camisiz bir islam beldesi tahayyül edilemez.
Peygamberimiz (A.S) Mekke’den Medine’ye hicretlerinde önce Kuba’ya varır varmaz 14 gün içersinde Mescid-i Kubayı, daha sonra Medine’ye gelincede Mescid-i Nebeviyye’yi inşa etmişlerdir.
Böylece cemaatleşmeyi ön planda tutmuşlardır.
Mescidler, müslümanların günde en az beş defa bir araya gelerek orada önemli konuları ele almaları ve gelememiş kardeşlerini ziyaret edip gelemeyişinin sebebini sorarak yardım ellerini uzatmalarına vesile olmaktadır.
Mescidleri imar hususunda Allah Teala:
“Mescidleri ancak Allah’a ve ahiret gününe iman edenler imar ederler”
Efendimiz (AS)ın da bu konuda bir çok hadisleri olmuş birisinde:
“Kuş yuvası kadar da olsa mescid inşa eden (inşasına yardımcı olan) kişi için C.Hak cennette bir köşk vereceğini” müjdelemiştir.
Mescidlerin imarı iki türlüdür. Biri maddi olup, binasının yapılması. Yapılmış mescidin temiz tutulması, netekim Hz.Ömer (RA) her hafta Kuba mescidine gider dört rekat namaz kılmakla birlikte orasını siler süpürürdü.
İkincisi de manevi yönüyle imarıdır ki içersinde namaz kılınmakla mamur edilir.
İçersinde namaz kılınmayan mescid mamur değil yapılış gayesinden mahrumdur. Böyle bir mescid gelmeyenler hakkında Allah’a şikayetçi olur.
Peygamberimiz (AS): “Etraftan odun parçaları toparlayıp mescide gelmiyenlerin evlerini yakasım geliyor” demiştir.
Namazı mescidde cemaatle kılmak sünneti müekkededir. Namazını dosdoğru kılamayanlar için cemaate gelerek kılmaları vacip görülmüştür.
Evde kılınan namazla camide kılınan namaz arasında gündüz namazlarında 25, gece namazlarında 27 derece fark vardır.
Namazı mescid haricinde cemaatle kılmakla cemaat sevabı hasıl olursa da mescid sevabından mahrum kalmış olur.
Evine uzak olan kişinin camiye gitmesinde her adımı için 10 ecir vardır.
Camiye erken giden, Rabinin, misafidir. Ziyaret eden edilenin ikramına nail olur.
Bir hadisi şerifte:
“insan ezan ile ilk saftın ecrini bilselerde nail olmak için kura çekerlerdi.
Namaza erken gitmedeki faydayı bilselerdi yarış ederlerdi. Yatsı ile sabah namazının faziletini idrak etselerdi sürüne sürüne giderlerdi.” Müslim 3/198
Arş gölgesinden başka gölge bulunmayan günde, yedi sınıf gölgelenir bunlardan biri de bir namazdan sonra diğer namazı beklemede kalbi mescide bağlı olanlardır.
Diğer bir hadis-i şerifte: “Kişinin camiye devamını görürseniz onun imanlı olduğuna şehadet ediniz”
Cemaatten kalmaya özür sayılanlara gelince;
Şiddetli yağış, şiddetli karanlık, mal ve can korkusu ve namusuna halel gelme gibi özürler cemaatten kalmayı mubah kılan özürlerdir.
Mescide girerken “Niyet ettim itikafa” derse, o kişi camiden çıkıncaya kadar, itikaf sevabı alır.
Kuranda ve hadislerde geçen mescidler, cemati topladığı bir araya getirdiği için Türkçemizde cami denilmiştir.
Namaz kılmak için mahallelerde yapılmış küçük yerlere mescid denilmektedir.
Mescidler, içerisnde irşad hizmetleri, vazu nasıhatlar, talebeye kuran öğretme ve dini bilgiler verilmesile birer halk üniversiteleridir.
Rabbim Camilerimizi cemaatsiz bırakmasın, minarelerimizden ezanı susturmasını bayrağımızı indirtmesin.
Amin.