Seda İşisağ'dan Okula Çocukların Uyum İçin Tavsiyeler: “Aileler Pozitif Tutum Sergilemeli"
Psikolojik Danışman Seda İşisağ, çocukları okula başlamadan önce psikolojik olarak hazırlamak gerektiğini ifade etti. İşisağ, “Okul hakkında konuşmak, okuldaki günlük rutinleri anlatmak, çocuğun kafasında okulda neler yapılacağıyla ilgili bir şeylerin şekillenmesine yardımcı olur ve çocuğun orada bir sürprizle, hiç tahmin etmediği bir şeyle karşılaşmamasını sağlar.” dedi.
Psikolojik Danışman Seda İşisağ, okul öncesi anasınıfı ve 1. Sınıfına yeni başlayacak olan çocukların okula oryantasyon dönemi, okul öncesi çocukları okula duygusal ve psikolojik olarak aileler çocuklarını nasıl hazırlamaları gerektiğiyle ilgili detayları Türkeli Gazetemize anlattı.
“ÇOCUKLARIN OKULA UYUM SÜRECİNE HAZIRLAMAK ÇOK ÖNEMLİDİR”
Çocukları okula veya anaokuluna başlamadan önce okula hazırlamanın ve çocuklarla okul hakkında konuşarak okulda yapacakları günlük rutinleri anlatmak, çocuğun kafasında okulda neler yapılacağıyla ilgili bir şeylerin şekillenmesine yardımcı olacağını söyleyen İşisağ,” Hem çocukların hem de ailelerin bu sürecini kolaylaştırmak için yapılabilecek birkaç adım var. Öncelikle hazırlık süreci önemlidir. Çocukları okula veya anaokuluna başlamadan önce hazırlamak gerekir. Okul hakkında konuşmak, okuldaki günlük rutinleri anlatmak, çocuğun kafasında okulda neler yapılacağıyla ilgili bir şeylerin şekillenmesine yardımcı olur ve çocuğun orada bir sürprizle, hiç tahmin etmediği bir şeyle karşılaşmamasını sağlar. Bu, çocukların kendilerini daha güvende hissetmelerine yardımcı olur. Yani okul başlamadan çocuğa okulla ilgili bilgi vermek, o süreci hazırlamak önemlidir.” dedi.
“OKULA KARŞI AİLELER POZİTİF TUTUM SERGİLEMELİLİER”
Ailelerin okula karşı olumlu bir tutum sergilemelidir. Bu, çocukların okula karşı duydukları heyecanı ve isteği arttıracağını belirten İşisağ,” Aileler, okulun eğlenceli ve öğretici yönlerini vurgulamalıdır. Ayrıca, belli bir rutinin oluşturulması çok sağlıklıdır. Özellikle oryantasyon sürecindeki çocuklar için hemen okul sabahı erkenden kalkıp okula göndermek yerine, belli bir süre öncesinden, sanki okul varmışçasına bir rutin oluşturulabilir. Bu rutin keyifli bir rutin olmalı; çocuğa zorlayarak yaptırılan bir rutin olmamalıdır. Bu, çocuğun yeni düzene alışmasını kolaylaştırır. Çünkü çocuk sabah erken kalkmıyorsa, o sabah hem erken kalkması hem de okula gitmesi çocukta iki kaygı sebebi yaratır. Evdekilerin aceleci tutumları da süreci zorlaştırabilir. Bu nedenle, 1-2 hafta öncesinden sanki okul varmışçasına erken kalkıp, kahvaltı rutini, diş fırçalama, tuvalet alışkanlıkları gibi rutinler oluşturulmalı ve öyle gönderilmelidir.” Şeklinde konuştu.
“ÇOCUKLARIN SOSYALLEŞMESİNİ OKUL DÖNEMİNE BIRAKMAMALIYIZ”
Psikolojik Danışman İşisağ, çocukların akranlarıyla sosyalleşmelerini okul dönemine bırakmaması gerektiğini vurguladı. Özellikle küçük yaşta çocukları parklara, oyun evlerine, maddi imkân dâhilinde çocukların bulunduğu ortamlara götürmenin çocuklar için sağlıklı bir sosyalleşme olacağını söyleyen İşisağ, “ Özellikle pandemi döneminde yaşadığımız gibi, çocuklar okula gönderdiklerinde sosyal kaygı yaşamazlar. Bu nedenle küçük yaşta çocuğu olan aileler, çocuklarını parklara ve oyun evlerine götürmelidir. Ayrıca yaşça küçük akrabalar ve akranlarla etkileşim içinde olmak, çocukların sosyal becerilerini geliştirmesine yardımcı olur.” İfadelerine yer verdi.
OKULA BAŞLAMA SÜRECİNDE EŞYALARIN ROLÜ VE DUYGUSAL DESTEK
Okul eşyalarının hevesle ve keyifli bir şekilde hazırlanması, örneğin çantanın ve suluğun okulda nasıl kullanılacağını anlatmak, çocuğun okula daha olumlu yaklaşmasını sağlayacağını belirten İşisağ, “Okul eşyalarını önceden ve keyifli bir şekilde hazırlamak, çocuğun bu sürece daha olumlu yaklaşmasını sağlar. Duygusal destek de kritik öneme sahiptir; çocuklar yeni bir okula başlarken kaygı yaşayabilir, bu yüzden onların duygularını anlamak ve desteklemek gerekir. Ailelerin, çocukları kaygılandığında yanlarında olduklarını ve öğretmenlerinin de destek vereceğini ifade etmeleri önemlidir. Ayrıca, öğretmenlerle ve diğer velilerle iletişimde kalmak, süreç boyunca bilgi alışverişinde bulunmak ve tutarlı bir şekilde çocuğu okula göndermek gereklidir. Kaygı yaşayan çocukların duygularını ifade etmeleri teşvik edilmeli ve psikolojik kaynaklı şikâyetlerle başa çıkmaları için destek sağlanmalıdır.” dedi.
ANAOKULU VE BİRİNCİ SINIF GEÇİŞİNDE SORUMLULUK KAZANDIRMANIN ÖNEMİ
Anaokulu deneyimi olan çocukların birinci sınıfa geçişte genellikle daha rahat uyum sağlarken, anaokuluna gitmeyen çocuklar bu süreçte daha fazla zorlanabilirler. Bu nedenle, çocuklara küçük yaşlardan itibaren sorumluluk verilmesi ve eğitici oyunlarla desteklenmesinin önemli olduğunu söyleyen İşisağ, “ Anaokulu deneyimi olan çocuklar, birinci sınıfa geçişte genellikle daha rahat uyum sağlarlar çünkü anaokulunda eğitici oyunlar ve öğretim yöntemleri sayesinde yumuşak bir geçiş gerçekleşir. Anaokulu geçmişi olmayan çocuklar bu süreçte daha fazla zorlanabilir. Aileler, çocuklarına sorumluluk kazandırarak, örneğin çorabını kendisinin giymesini veya yatağını toplamasını sağlayarak, okul uyumunu destekleyebilirler. Bu tür sorumluluklar, çocukların okulda daha düzenli ve sorumlu olmalarına yardımcı olur.” İfadelerine yer verdi. >> ÖZEL HABER - ELİF KELEM
ELİF KELEM