Marmara depreminin yıl dönümü İl Afet ve Acil Durum Müdürü Mehmet Buldan, 17 Ağustos 1999 Marmara depremi yıl dönümü nedeniyle yazılı bir basın açıklaması yaptı. Buldan kriz yönetiminden risk yönetimine geçildiğini duyurdu. “Ülkemizde topraklarımızın hemen hemen tamamı en az bir doğal afet tehlikesinin tehdidi altında bulunmaktadır” diyen Buldan, “En çok afetzede oluşturma açısından bakıldığında ise deprem bu tehlikeler arasında birinci sırada yer almaktadır” ifadelerine yer verdi. Kriz yönetiminden, risk yönetimine geçildi Buldan, “Ülkemizin deprem tarihine bakıldığında pek çok acı olaylar yaşandığı görülmektedir. Bu acıların en büyüklerinden biri de hiç şüphesiz 17 Ağustos 1999 Marmara depremidir. 17 Ağustos 1999 depremi, 17 Ağustos 1999 sabahı, yerel saatle 03:02'de gerçekleşmiş, Kocaeli/Gölcük merkezli depremdir. Richter ölçeğine göre 7,5 Mw büyüklüğünde gerçekleşen deprem, büyük çapta can ve mal kaybına neden olmuştur. Depremin verdiği hasarın şiddetli olmasının en önemli nedenleri arasında; depremin gece yarısı gerçekleşmiş olması, 45 sn. sürmesi, depremin meydana geldiği bölgelerde binaların zemine uygun inşaa edilmemesi, halkın depreme karşı tedbirleri almamış olması yer almaktadır. Büyük can ve mal kaybına neden olan deprem ülkemizde afet yönetimi açısından da bir milat olmuş, afete hazırlık çalışmalarında öncelik “Kriz Yönetimi” nden “Risk Yönetimi” ne verilmiştir” dedi. Artık deprem öncesi zarar azaltma çalışmalarına öncelik verildi Buldan açıklamasında, “Afet ve acil durumlara hazırlıkta en önemli çalışma olarak öngörülen bu sistem; tehlike ve risklerin önceden tespit edilmesi sonucu alınacak tedbirlerle herhangi bir afet sonrasında meydana gelebilecek zararları en aza indirgemeyi hedeflemektedir. Ayrıca, yaşanan 1999 Marmara depremi, Türkiye’de ilk kez bir strateji değişikliğinin gündeme getirilmesine neden olmuş; ilk kez zarar azaltma amaçlı ve deprem öncesi dönemlerde yerine getirilmek üzere, yapılacak yapılar ve binalarla ilgili yasal düzenlemelere de gidilmiştir” ifadelerine yer verdi. Afetlere dirençli toplum oluşturmak için eğitimlere hız verildi Buldan, “İşte bu kapsamda Başbakanlık AFAD Başkanlığımızca yapılan çalışmalardan biri de 2013 yılında uygulamaya konulmuş olan “Afete Hazır Türkiye Projesi” dir. Bu projenin amacı kısaca afet ve acil durumlara karşı hazırlıklı bir toplum oluşturmaktır. Afet ve acil durumlara hazırlıklı bir toplumun temelini de etrafındaki tehlike ve risklerin farkında olan ve bunun sonucunda gerekli tedbirleri almış bireyler oluşturmaktadır. Bununla beraber, özellikle Marmara depreminden de anlaşıldığı üzere öncelikli tedbirin yapıların bulundukları zeminin özelliklerine uygun olarak inşaa edilmesidir.Ülke genelinde olduğu gibi bölgemizde de en tehlikeli afet türü depremdir. Tarihte pek çok yıkıcı deprem yaşanan İlimizde en son 1995 Dinar ve 2002 Sultandağı depremleri meydana gelmiş ve acıları hala çok tazedir” diye konuştu. “O Kahraman Benim” projesi Buldan, “Afyonkarahisar İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü olarak afet öncesi, sırası ve sonrası hazırlıklarımıza yönelik çalışmalarımızın yanı sıra Afyonkarahisar halkının afetlere özellikle de depreme karşı hazırlıklı bir yaşam kültürü oluşturulması için AFAD başkanlığımızca başlatılan Afete Hazır Aile, Afete Hazır Okul, Afete Hazır İşyeri, Afete Hazır Gençler Projeleri ve Gönüllü Ol, Sorumluluk Al, Harekete Geç! Sloganıyla başlatılan “O Kahraman Benim” projesi ile de AFAD Gönüllüsü bireylerin eğitimlerine devam ediyoruz” şeklinde konuştu. Depremden önce nasıl hazırlık yapmalıyız? “ Deprem, ilkyardım ve yangın eğitim programlarına katılmalıyız” diyen Buldan, “Kullandığımız yapının depreme ne kadar dayanıklı olduğunu araştırmalı, dayanıklı değilse güvenli hale getirmeliyiz. Yaşam alanlarında tehlike avı yaparak deprem anında devrilip/düşerek zarar verebilecek veya çıkış yolunu kapatacak eşyaları sabitlemeli ya da yerlerini değiştirmeliyiz. Afet ve acil durum çantamızı hazırlamalı ve çıkışa yakın bir yere koymalıyız. Deprem sırasında ne yapmalıyız? Sakin olmalı ve paniğe kapılmamalıyız. Bina içinde isek hemen en yakındaki sağlam bir cismin (koltuk, kanepe, yatak, vb.) yanında Çök-Kapan-Tutun hareketi sergilemeliyiz. Bina dışında isek devrilebilecek cisimlerden (bina, ağaç, direk, vb.) uzak, boş bir alanda çöküp beklemeliyiz. Depremden sonra ne yapmalıyız? Kendimizin ve çevremizdekilerin yaralanıp yaralanmadığını kontrol etmeliyiz. Binadaki tesisatları (Elektrik, su ve doğal gaz) kapatmalıyız. Afet ve acil durum çantasını yanımıza alarak dikkatli bir şekilde dışarı çıkmalıyız. Artçı sarsıntılar olabileceğini unutmamalı ve dikkatli olmalıyız. Mümkünse etrafımızdakilere ve kurtarma ekiplerine yardımcı olmalıyız. Unutmayalım ki, afet ve acil durumlar her an ortaya çıkabildiği gibi beklenmeyene hazırlıklı olmak için toplumun tüm kesimlerinin elini taşın altına koyarak sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, 17 Ağustos 1999 Marmara depreminde ve afetlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle anıyor afetsiz günler diliyoruz” diyerek sözlerini noktaladı. >>>Oktay Yüksel
GÜNDEM
16 Ağustos 2017 - 12:43
Marmara depreminin yıl dönümü
GÜNDEM
16 Ağustos 2017 - 12:43
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir