Deniz Gücünün Tarih Üzerindeki Etkisi Ve Kabotaj Bayramı
Ulusararası Politika’da en çok karşılaşılan olgu güç ve güç politikaları üzerinedir. Uluslarası Politikada gücü elinde bulunduran devletler söz sahibi olurken Güç kara, deniz ve hava hakimiyetini sağlayan devletler Politika masasına güçlü oturur. Bundan dolayıdır ki MUSTAFA KEMAL Atatürk Misakı-ı Mili sınırları içerisinde güçlü bir kara ordusu kurarken deniz gücünü de güçlendirmiş. 1 Temmuz’u “Denizcilik ve Kabotaj Bayramı olarak kutlamaya başlanması talimatı vermiştir.
Denizler tarih boyunca uluslararası güçlerin karşılaşma alanları olmuştur. Denizlerde hakimiyeti sağlayan milletler’in Dünya karasına hakim olacağı fikri her dönem kendisine ateşli savunucular bulurken Türklerde gerek Osmanlı Devleti dönemi başta olmak üzere Türkiye Cumhuriyetinde de deniz gücünü önceleyen uygulamalara imza atmıştır.
İLK DONANMA ORHAN BEY ZAMANINDA KURULDU
Osmanlı Devleti kuruluşunda kara devleti olarak tarih sahnesin çıksada zamanla fetihlerin artmasıyla birlikte devletin topraklarının genişlemesiyle birlikte Orhan Bey zamanında Karesi Beyliği’nin Osmanlı Topraklarına katılmasıyla birlikte denizci bir hal alırken Yıldırım Beyazıt döneminde kıtalar Denizine (ege Denizine) ulaşılmasıyla birlikte Osmanlı Devleti Denizci bir devlet olma nüvesine sahip olmuştur.
OSMANLI DONANMASININ YAKILMASI HAÇLI SAVAŞININ BAŞLANGICI OLARAK KABUL EDİLDİ
Osmanlı Devleti fetih politikası kapsamında Gaza ve Hicat anlayışı çerçevesinde yürütürken Prof. Ali Fuat Örenç’inde ifade ettiği gibi, “ Osmanlı Denizcilik tarihinde 1827 Navarin Deniz Savaşı sonuçları itibariyle Osmanlı Donanması’nın karşılaştığı en büyük felaket olarak adlandırabiliriz. Muharebe 20 Ekim 1827’de Navarin Limanında demirli Osmanlı-Mısır Gemilerine Müttefik İngiliz Fransız ve Rus Filololarının uyarı yapmadan saldırması sonucu üç buçuk saat süren savaşta Osmanlı Donanmasının tüm gemileri yakılırken Osmanlı Devleti bu tarihi haçlı seferlerinin başlangıcı sayar” dedi.
“DENİZCİLİK TARİHİNE YOL VEREN KİTAP: DENİZ GÜCÜNÜN TARİHE OLAN ETKİSİ”
Denizlere hakim olma isteği her çağ geçerliliğini korurken Denize hakim olan devletlerin Dünya siyasetine hakim olacağı anlayışını öne süren Amerikalı Amiral Alfred Mahan 1890 yılında yayımlanan “Deniz Gücünün Tarihe Olan Etkisi”kitabında dünya hakimiyeti için deniz hakimiyet teorisini geliştirmiştir. Mahan’a göre tarih boyunca deniz gücü uluslar arası çekişmelere ve sonu şiddetle biten rekabetlere yol açmıştır. Deniz gücü kontrolü dışında çıkan savaşlar dahi, sonraları bu yöne doğru değişmiştir
“İNGİLİZ İMPARATORLUĞUNUN YÜKSELMESİNDE DENİZ GÜCÜ ETKİLİ”
Amerikalı Amiral Alfred Mahan 1890 yılında yayımlanan “Deniz Gücünün Tarihe Olan Etkisi”kitabında dünya hakimiyeti için deniz hakimiyet teorisini geliştirmiştir. Mahan’a göre tarih boyunca deniz gücü uluslar arası çekişmelere ve sonu şiddetle biten rekabetlere yol açmıştır. Deniz gücü kontrolü dışında çıkan savaşlar dahi, sonraları bu yöne doğru değişmiştirMahan’a göre okyanuslarla çevrili olmak bir devletin savunma olanaklarını kolaylaştırmaktadır. Bu bakımdan İngiltere, kara savunması yapmak zorunda kalan kıta Avrupa’sından daha avantajlı konumdadır. Bunun yanında Mahan, nüfus faktörünü de işin içine katarken, sıradan nüfus ile değil, limanlarda çalışan ve deniz gücüne direk etki edebilecek nüfusu dikkate almaktadır (Arı, 2010:213-214). Bir başka deyişle Mahan, “Deniz Gücünün Unsurları” olarak adlandırdığı faktörleri ilk kitabında şöyle sıralamaktadır; 1- Denize olan coğrafi pozisyon, 2- Kıyı uzunluğu, korunaklı limanların derinliği ve iklimi içeren fiziksel uygunluk, 3- Toprağın genişliği, 4- Nüfus, 5-İnsanların karakteri 6- Hükümetin karakteri olarak sıralamaktadır.
TÜRK DENİZCİLİĞİ İÇİN GERÇEK ANLAMDA DÖNÜM NOKTASI
Türkiye’de Mustafa Kemal Atürk denizlerin devlet savunması başta olmak üzere milli ekonominin oluşturulmasındaki yerini bildiğinden 1 Temmuz 1926’da Kabotaj Kanunu çıkarılarak yürürlüğe giren ve “Kabotaj Kanunu” olarak da anılan kanun ile Türk denizciliği için gerçek bir dönüm noktasını ortaya koymuş. Kanun ile Türk kıyılarında deniz taşımacılığı, limanlar yükleme, gemi işlemciliği ve taşımacılığı Türk vatandaşlarına ve Türk gemilerine verilmiştir. Böylece, kabotaj hakkının Türkiye’ye geçişi, ilk kez 1 Temmuz 1935’te “Denizcilik Bayramı”, 1 Temmuz 1939’da ilk kez “Kabotaj ve Denizcilik Bayramı” olarak kutlandı. Bu tarih, Lozanın denizlere yansıtılması, bağımsızlığımızın ve egemenliğimizin denizerdeki tescili, Cumhuriyet sonrası, denizciliğimizin gelişmesine yönelik ilk yasal dayanaktır.”dedi.>>ÖZEL HABER:EVREN ATCI
EVREN ATCI