Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) afyonkarahisar Milletvekili Av. Burcu Köksal, 5 Aralık Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı Verilişinin yıl dönümü nedeniyle yayınladığı mesajında, kadınların seçme ve seçilme hakkıyla toplumun eşit bireyi hâline geldiğini ifade etti.
ATATÜRK, TÜRK KADININI CUMHURİYET SAYESİNDE YÜCELTMİŞTİR
Milletvekili Burcu Köksal, kadınların tüm haklarını Cumhuriyetle aldıklarını kaydederek, “Cumhuriyetten evvel nüfus sayımında bile küçükbaş ve büyükbaş hayvanlar bile sayılırken, kadınlar sayıma dahil edilmemişti. Kadınlar ilk kez 1843’te tıbbiye mektebinde ebelik eğitimi alarak sosyal hayatta yer almaya çalıştı. 1897’de ücretli işçi, 1913’de Devlet Memuru olma hakkı verilmesine rağmen, esas tüm haklarını Cumhuriyetle alabildiler. Cumhuriyetle birlikte fırsat eşitliğine, Kadın Erkek eşitliğine, Medeni Kanundan doğan hakları erkeklerle eşit olarak kullanmaya, birçok batı devletinden bile önce Seçme ve Seçilme Hakkına sahip oldular. Çünkü Atatürk kadını kendi yaşamında tutsak hale getiren ayrımcılıklar, eşitsizlikler ortadan kalkmadıkça Türk Milletinin de tutsaklıktan kurtulamayacağına inanmış, kadını özgürleştirmemiş bir toplumun gelişemeyeceğini ve tutsaklıktan kurtaramayacağı görüşünü savunmuştur. “Dünyada hiçbir ulusun Kadını ben Anadolu kadınından daha çok çalıştım, Ulusumu Kurtuluş ve zafere ulaştırmak için Anadolu kadını kadar hizmet ettim diyemez” sözleriyle de Türk Kadınının kurtuluş Savaşındaki yeri ve önemini dile getirmiştir. Kuşku yok ki, Devrimci adımlar, iki cins tarafından birlikte arkadaşça atılmalı, yenilik ve ilerlemeler birlikte gerçekleştirilmelidir diyerek de Cumhuriyetin gelişmesi ve yaşaması için kadının rolünü vurgulamıştır. Eğitimde, sosyal hayatta, iş hayatında ve Siyasette Kadın Erkek Fırsat eşitliğini sağlamak isteyen Atatürk, Türk Kadınını Cumhuriyet sayesinde yüceltmiştir.” diye konuştu.
İŞSİZLİK EN ÇOK KADINLARI VURUYOR, ÇALIŞAN ANNELERDE BEDEL ÖDÜYOR
Türk Kadınının AKP iktidarında ötekileştirme ve ayrıştırmalara maruz kaldığını belirten Köksal, “Ancak Cumhuriyetin Kuruluş yılından bu yana geçen süreçte maalesef Türk Kadını özellikle son 18 yıllık AKP İktidarında ötekileştirme ve ayrıştırmalara maruz kalmış. Cumhuriyetle elde etiği kazanımlara göz dikilmiştir. Ben zaten Kadın Erkek eşitliğine inanmıyorum diyen Erdoğan’dan tutun da örtüsüz kadın perdesiz eve benzer. Perdesiz ev ya satılıktır ya kiralıktır diyen AKP’lilere medya olayları abartıyor, kadına yönelik şiddet algıda seçicilik diyen AKP’li Bakanlara kadar AKP’li siyasilerin sözleri, kadına bakış açılarını anlatmakta. Bugün kadın yönetici oranı mimar ve mühendislerde binde 4, avukatlarda yüzde 20, doktorlarda ve yargıda yüzde 7 rektörlerde yüzde 3. Kadın Milletvekili 33 ilde yok. Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği Dünya Kadın Hakları raporuna göre, rekabet kurumu, SPK, RTÜK, EPDK, Kamu İhale Kanunu, BDDK, Bilgi Teknolojileri ve iletişim Kurumu ile Din İşleri Yüksek Kurulunda Yönetim düzeyinde hiç kadın yok. İşsizliğin Cumhuriyet tarihinin en yüksek rekorunu kırdığı ülkemizde, maalesef işsizlik en çok kadınları vuruyor. Genç kadın işsizliği yüzde 36,4’e yükselmiş durumda, yani 100 genç kadından 35’i işsizlikle mücadele etmekte. Verilere göre Türkiye’de 31 milyon çalışabilir kadın nüfusu içinde hiçbir şekilde istihdama dahil olmayan kadın sayısı 20 milyon 241 bine yükselmiştir. Çalışan kadınların ise sıkıntıları bitmemektedir. İLO (Uluslararası Çalışma Örgütünün) 2018-2019 yıllarını kapsayan küresel ücret raporuna göre de Türkiye yüzde 29,6 ile 70 ülke arasında annelik ücret farkının en yüksek olduğu ülkedir. Yani çalışan annelerde bedel ödemektedir. İş hayatından kopan veya kopma zorunda kalan annelerin ise yeniden iş bulması hayli zorlaşmıştır.” ifadelerini kullandı.
KADINA ŞİDDET GÜN GEÇTİKÇE ARTIYOR..!
Kadına şiddetin gün geçtikçe arttığını, yaptırımlar ve önlemlerin yetersiz kaldığını dile getiren Köksal, "Gelir dağılımında ki adaletsizlik, yoksulluk, Sosyal Güvenlikten yoksunluk şiddete zemin hazırlamakta, var olan eşitsizliği beslemekte ve kadınların hayatını çekilmez kılmaktadır. Şiddet kuşkusuz kadınların kendilerini birey olarak görüp, kendilerini geliştirmelerinin önündeki en büyük engeldir. Devletler ve Hükümetler her bir kadını koruyup şiddete maruz kalmasını önlemekle yükümlüdür. Şiddetle mücadele, kadınların lehine düzenlemeler yapıldığında erkekleri üstün gören anlayışa taviz verilmediğinde, hukuk ve Adalet şiddet mağduru kadından yana olduğunda mümkün olabilir. Türkiye’de kadına yönelik şiddetle mücadele ediliyor gibi yapılıyor, ancak gerçekte mücadele edilmiyor. Cinsiyet ayrımcılığı artarak devam ediyor. Bu ayrımcılık hem toplumsal hayatta hem de iş ve siyasette kendini gösteriyor." dedi.
AFYONKARAHİSAR İÇİN ÖZEL BİR YERİ VAR
Köksal, "5 Aralık 1934'te çıkan ve kadınlara seçme-seçilme hakkı tanıyan kanunun Afyonkarahisar için de özel bir yeri var. Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı verilmesinin yıl dönümünde başta Afyonkarahisar Milletvekilimiz Mebrure Gönenç olmak üzere 1935 yılında, TBMM’ye vekil olarak seçilip giren 17 kadın vekilimizi de saygı ve rahmetle anıyorum.” şeklinde konuştu.
ATATÜRK, TÜRK KADININI CUMHURİYET SAYESİNDE YÜCELTMİŞTİR
Milletvekili Burcu Köksal, kadınların tüm haklarını Cumhuriyetle aldıklarını kaydederek, “Cumhuriyetten evvel nüfus sayımında bile küçükbaş ve büyükbaş hayvanlar bile sayılırken, kadınlar sayıma dahil edilmemişti. Kadınlar ilk kez 1843’te tıbbiye mektebinde ebelik eğitimi alarak sosyal hayatta yer almaya çalıştı. 1897’de ücretli işçi, 1913’de Devlet Memuru olma hakkı verilmesine rağmen, esas tüm haklarını Cumhuriyetle alabildiler. Cumhuriyetle birlikte fırsat eşitliğine, Kadın Erkek eşitliğine, Medeni Kanundan doğan hakları erkeklerle eşit olarak kullanmaya, birçok batı devletinden bile önce Seçme ve Seçilme Hakkına sahip oldular. Çünkü Atatürk kadını kendi yaşamında tutsak hale getiren ayrımcılıklar, eşitsizlikler ortadan kalkmadıkça Türk Milletinin de tutsaklıktan kurtulamayacağına inanmış, kadını özgürleştirmemiş bir toplumun gelişemeyeceğini ve tutsaklıktan kurtaramayacağı görüşünü savunmuştur. “Dünyada hiçbir ulusun Kadını ben Anadolu kadınından daha çok çalıştım, Ulusumu Kurtuluş ve zafere ulaştırmak için Anadolu kadını kadar hizmet ettim diyemez” sözleriyle de Türk Kadınının kurtuluş Savaşındaki yeri ve önemini dile getirmiştir. Kuşku yok ki, Devrimci adımlar, iki cins tarafından birlikte arkadaşça atılmalı, yenilik ve ilerlemeler birlikte gerçekleştirilmelidir diyerek de Cumhuriyetin gelişmesi ve yaşaması için kadının rolünü vurgulamıştır. Eğitimde, sosyal hayatta, iş hayatında ve Siyasette Kadın Erkek Fırsat eşitliğini sağlamak isteyen Atatürk, Türk Kadınını Cumhuriyet sayesinde yüceltmiştir.” diye konuştu.
İŞSİZLİK EN ÇOK KADINLARI VURUYOR, ÇALIŞAN ANNELERDE BEDEL ÖDÜYOR
Türk Kadınının AKP iktidarında ötekileştirme ve ayrıştırmalara maruz kaldığını belirten Köksal, “Ancak Cumhuriyetin Kuruluş yılından bu yana geçen süreçte maalesef Türk Kadını özellikle son 18 yıllık AKP İktidarında ötekileştirme ve ayrıştırmalara maruz kalmış. Cumhuriyetle elde etiği kazanımlara göz dikilmiştir. Ben zaten Kadın Erkek eşitliğine inanmıyorum diyen Erdoğan’dan tutun da örtüsüz kadın perdesiz eve benzer. Perdesiz ev ya satılıktır ya kiralıktır diyen AKP’lilere medya olayları abartıyor, kadına yönelik şiddet algıda seçicilik diyen AKP’li Bakanlara kadar AKP’li siyasilerin sözleri, kadına bakış açılarını anlatmakta. Bugün kadın yönetici oranı mimar ve mühendislerde binde 4, avukatlarda yüzde 20, doktorlarda ve yargıda yüzde 7 rektörlerde yüzde 3. Kadın Milletvekili 33 ilde yok. Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği Dünya Kadın Hakları raporuna göre, rekabet kurumu, SPK, RTÜK, EPDK, Kamu İhale Kanunu, BDDK, Bilgi Teknolojileri ve iletişim Kurumu ile Din İşleri Yüksek Kurulunda Yönetim düzeyinde hiç kadın yok. İşsizliğin Cumhuriyet tarihinin en yüksek rekorunu kırdığı ülkemizde, maalesef işsizlik en çok kadınları vuruyor. Genç kadın işsizliği yüzde 36,4’e yükselmiş durumda, yani 100 genç kadından 35’i işsizlikle mücadele etmekte. Verilere göre Türkiye’de 31 milyon çalışabilir kadın nüfusu içinde hiçbir şekilde istihdama dahil olmayan kadın sayısı 20 milyon 241 bine yükselmiştir. Çalışan kadınların ise sıkıntıları bitmemektedir. İLO (Uluslararası Çalışma Örgütünün) 2018-2019 yıllarını kapsayan küresel ücret raporuna göre de Türkiye yüzde 29,6 ile 70 ülke arasında annelik ücret farkının en yüksek olduğu ülkedir. Yani çalışan annelerde bedel ödemektedir. İş hayatından kopan veya kopma zorunda kalan annelerin ise yeniden iş bulması hayli zorlaşmıştır.” ifadelerini kullandı.
KADINA ŞİDDET GÜN GEÇTİKÇE ARTIYOR..!
Kadına şiddetin gün geçtikçe arttığını, yaptırımlar ve önlemlerin yetersiz kaldığını dile getiren Köksal, "Gelir dağılımında ki adaletsizlik, yoksulluk, Sosyal Güvenlikten yoksunluk şiddete zemin hazırlamakta, var olan eşitsizliği beslemekte ve kadınların hayatını çekilmez kılmaktadır. Şiddet kuşkusuz kadınların kendilerini birey olarak görüp, kendilerini geliştirmelerinin önündeki en büyük engeldir. Devletler ve Hükümetler her bir kadını koruyup şiddete maruz kalmasını önlemekle yükümlüdür. Şiddetle mücadele, kadınların lehine düzenlemeler yapıldığında erkekleri üstün gören anlayışa taviz verilmediğinde, hukuk ve Adalet şiddet mağduru kadından yana olduğunda mümkün olabilir. Türkiye’de kadına yönelik şiddetle mücadele ediliyor gibi yapılıyor, ancak gerçekte mücadele edilmiyor. Cinsiyet ayrımcılığı artarak devam ediyor. Bu ayrımcılık hem toplumsal hayatta hem de iş ve siyasette kendini gösteriyor." dedi.
AFYONKARAHİSAR İÇİN ÖZEL BİR YERİ VAR
Köksal, "5 Aralık 1934'te çıkan ve kadınlara seçme-seçilme hakkı tanıyan kanunun Afyonkarahisar için de özel bir yeri var. Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı verilmesinin yıl dönümünde başta Afyonkarahisar Milletvekilimiz Mebrure Gönenç olmak üzere 1935 yılında, TBMM’ye vekil olarak seçilip giren 17 kadın vekilimizi de saygı ve rahmetle anıyorum.” şeklinde konuştu.