AFYONKARAHİSAR’IN İLK EŞOFMAN USTASI:
ÇELİK AİLESİNİN TEKSTİL MİRASI
Afyonkarahisar’da eşofman üretimini başlatan ilk aile olan Çelik ailesi, dört nesildir tekstil sektöründe faaliyet gösteriyor. Aile, başlangıçta terzilikle uğraşırken, Afyonkarahisar halkını eşofmanla tanıştıran bir öncü oldu. Bugün bu mirası gururla anlatan Selim Çelik, dedesi Selim Çelik’in hikayesini, kullanılan makinelerden üretim tekniklerine kadar ayrıntılarıyla gazetemize anlattı.
Selim Çelik, Afyonkarahisar'da eşofman üretimiyle ün kazanan Çelik ailesinin dördüncü kuşak temsilcisi olarak, yıllar öncesine dayanan aile mesleğinin hatıralarını anlattı. Selim Bey'in dedesi, Afyon halkına ilk kez eşofmanı tanıtan terzi olarak biliniyor. Türkeli Gazetesi muhabiri Hilal Parlak’ın haberine göre; o dönemin ekonomik zorlukları ve sınırlı kaynakları içerisinde, aile, naylon kumaşlardan yaratıcı bir biçimde eşofmanlar üretmeye başlamış. Selim Çelik, yıllar sonra dedesinin dikiş makineleriyle bu tekstil serüveninin nasıl başladığını büyük bir tutkuyla anlatıyor.
Bu işin nesilden nesle devam ettiğini vurgulayan Selim Çelik, terzilik yapmasa da aile işini tuhafiyecilikle sürdürdüğünü belirtiyor. “Dedem ve babam terzilik yaptı, ancak ben tekstil malzemeleri satışıyla ilgileniyorum. Ailemden kalan kumaşları hala saklıyorum, bu işin hatırasını yaşatmak benim için çok değerli.”
“DEDEM, AFYONKARAHİSAR’DA EŞOFMAN ÜRETİMİNİ BAŞLATAN İLK KİŞİYDİ”
Selim Çelik, dedesinin Afyonkarahisar’da eşofman üretimini başlatan kişi olduğunu vurguluyor: “Dedem, o dönemde Afyonkarahisar’da pek bilinmeyen bir şey yaptı. Eşofman üretimini başlattı. Naylon kumaşlardan yapılan bu eşofmanlar, halk için büyük bir yenilikti. Dedem, cezaevine bile üretim yapardı. O dönem, makinelerin sınırlı olduğu bir dönemdi ama eldeki imkanlarla eşofman üretmeye başladı. Sporcuların beden eğitimi derslerinde giymeleri için üretilen bu eşofmanlar, büyük ilgi gördü ve zamanla siparişler hızla arttı.”
NAYLON EŞOFMANLARIN DOĞUŞU
Selim Çelik’in dedesi, Afyon’da dikiş makineleriyle ilkleri yaşatmış bir terzi. "O zamanlar Afyon halkının ekonomik durumu iyi değildi " diye başlıyor sözlerine Selim Bey. Dedesinin eşofman üretimine nasıl başladığını şu sözlerle anlatıyor: "Naylon kumaşlar bulabildiğimiz en ucuz ve en kullanışlı malzemeydi. O günlerde beden eğitimi dersleri için okullarda eşofman talebi artmıştı, ancak bu yeni moda ürünü Afyonkarahisar’da çok az kişi biliyordu. Dedem, basit dikiş makineleriyle bu talepleri karşılamaya başladı, hatta düz dikiş makinesiyle kumaşlardan harf kesip, eşofmanların arkasına isim yazardı. Ribana diye bilinen bileziklerle süsledikleri eşofmanları üretip halkın kullanımına sunuyorlardı. Hala o dönemden kalma Ribana bileziği elimde saklıyorum.”
“DİKİŞ MAKİNESİ HALA ÇALIŞIYOR”
Selim Çelik, dedesinden kalan dikiş makinelerinin hala çalışır durumda olduğunu gururla ifade ediyor: “Dedemin kullandığı makinelerden biri hala duruyor. Her sene bakımını yaptırırım ve çalışır. O makinelerle sadece düz dikiş yapılırdı ama işlevleri büyüktü. Ağır makinelerdi ama çok sağlamdılar. Afyonkarahisar’da o dönemler bu makinelerle yapılan işler, halk için çok önemliydi.”
Makinenin hala çalışır durumda olması, aile geleneğinin devamını simgeliyor. Selim Çelik, “O dönemde makinelerle kumaşlardan harfler kesilip, dikişle eşofmanların arkasına yazılar dikilirdi. Bugünkü gibi transfer baskı olmadığı için her şey elde yapılırdı. Dedem, bu yazı yazma işini o dönem büyük bir ustalıkla yapardı” diye ekledi.
Çelik ailesi, Afyonkarahisar’ın tekstil tarihinde sadece bir yer edinmekle kalmamış, aynı zamanda şehri eşofmanla tanıştırarak yeni bir kültürün öncüsü olmuş.
>>ÖZEL HABER
HİLAL PARLAK