Toplumu gerçeklikten uzaklaştırarak yığınlar haline getiren popüler kültür ürünleri ve felsefesi son zamanlarda kentin kıyı mahallelerinde kendisine yaşam alanı buluyor. Afyonkarahisar tarihi mahallelerinden olan Sümer Mahallesi eski konakları, dar sokaklarıyla insanı içine alarak eski zamanlara götürüyor. Sokak aralarında eski mahalle kültürünü yaşatmaya çalışan insanlarla karşılaşıyoruz. Bahar yağmurlarıyla birlikte sessizliğe bürünen sokaklarda vakit geçiren gençlerde kültür endüstrisinin dayattığı söylemi görebiliyor. Türkiye’yi ekrana kitleyen Çukur Dizisi’nin ünlü repliğini bize bir kez daha tekrarlıyorlar; “Bir on sene önce buraya elinizde fotoğraf makinesiyle giremediniz. Hele gazeteciyseniz bu mümkün değil ” diyorlar.
“HİZMET SEKTÖRÜ YOĞUNLUKTA”
Mahallede çalışanların birçoğu hizmet sektöründe çalışıyor. Mahalleli gençler, “Devlet sektöründe çalışmak istiyoruz. Üniversite’ye giderek hayatımızı kurmak istiyoruz.”diyerek ortak ifadeler kullanıyorlar. Gençlerde mahalle kültürünün “biz” duygusunu görebiliyoruz. Gençlerle konuştuğumuzda, “Biz bu mahallede doğduk, babam da bu mahallede doğmuş” diyorlar. Mahallede çalışma yaşının düşük olduğunu ifade eden gençler, ”Bizim mahallede ilkokula gitmeden önce yaz ayları çalışmaya başlanır, örneğin ben oto tamircisinde çalıştım” dedi.
“DİZİLER ÖNEMLİ BİR ROL OYNUYOR”
Mahallede yaşayan gençlerle konuştuğumuzda, mahalledeki birlik duygusundan bahsederek Türkiye kamuoyunda ses getiren Çukur dizisinde yer alan repliği tekrarlıyorlar; “Hepimiz küçük yaşlardan itibaren kan kardeşi olduk. Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için diyorlar”. Dizilerdeki modern yaşamların kendilerini etkilemediğini ifade eden gençler dizilerdeki zengin yaşam tarzına sahip olamayacaklarını belirterek, ”Bizim o yaşamları yaşamamız biraz zor. Biz hayatımızdan memnunuz” diyorlar. Konuştuğumuz gençlerle konuştukça gelecek hayallerinin ve kimliklerinin Diziler üzerinden şekillendiğini görürken dizlerde yer alan toplumsal sınıflandırmayı kabul ettiklerini görüyoruz. >>ÖZEL HABEREVREN ATCI