Mısırlıoğlu, Bolvadin’de parke taşı ihalesinde yolsuzluk yapıldığını iddia ederek başta Afyonkarahisar Valisi başta olmak üzere yetkilileri göreve çağırdığını söyledi.
“BU İDDİALAR GERÇEKSE VAY HALİMİZE”
Mısırlıoğlu: “Şimdi sizlere Bolvadin’de meydana geldiği söylenen bir olaydan bahsedeceğim size. Eğer bu iddialar gerçekse vay halimize… Bize gelen bilgiye göre; Bolvadin’de il özel idarenin parke taşı ihalesinde yolsuzluk yapılmış. Bir şirket çalışanı; Kaymakamlıkta AKP İl Genel Meclisi Üyelerinin de bulunduğu odaya kapalı zarf içerisinde ihale teklifini bırakıyor. Teklifle birlikte telefonunun ses kaydını da açıp telefonunu da odaya bırakıyor. Ve ses kaydından anlıyor ki zarflara bile bakılmadan farklı bir firmaya pazarlıkla ihale veriliyor. Buradan Afyonkarahisar Valisi başta olmak üzere yetkilileri göreve çağırıyorum. Bu konuya bir açıklık getirilmeli, böyle bir yolsuzluk varsa ivedi bir şekilde gereği yapılmalıdır. Yetti artık yolsuzluklar, fesatlıklar, hukuksuzluklar. Birileri zengin olacak diye birileri hep bedel ödemek zorunda kalıyor. Bu iddialar araştırılmalı ve gereği yapılmalıdır.” dedi.
“ÖĞRENCİLERİMİZ ÇALIŞMAK ZORUNDA KALMAYACAK”
Mısırlıoğlu: “Bir öğrenci kardeşimizin sosyal medyada paylaştığı çaresizlik dolu serzenişini anlatmak istiyorum size. Öğrenci kardeşimiz diyor ki; zor durumdayım, çalışmak zorundayım ama ne yazık ki emeğimin karşılığını alamıyorum. Saati 13 TL’den çalıştırıyorlar. 10 saat çalışsam 130 TL kazanabiliyorum diyor kardeşimiz. Evet, baktığınızda bu adaletsiz ve sömürgeci sistem yüzünden öğrencilerimiz çalışmak zorunda. Çalışmak zorunda olmalarını da geçtim, kazandıkları para hak ettiklerinden çok çok daha düşük. Sigorta bile yapmadan öğrencilerimizi üç kuruşa çalıştıran işverenlere mi kızalım, yoksa işi gücü okuyup kendini geliştirmek olması gerekirken kapı kapı gezip iş aramak zorunda kalmalarına mı üzülelim, gençlerimize parlak bir gelecek vaademeyen iktidar yüzünden gençlerimizin bugününe de ışık tutamayışımıza mı kahredelim bilemiyorum. Ama AKP’nin değersizleştirmeye çalıştığı, hatta korktuğu bu gençlik bu günlerin hesabını soracak biliyorum. Bu günler geçecek çok az kaldı. Öğrencilerimiz çalışmak zorunda kalmayacak. A’dan Z’ye, 7’den 70’e herkeste geçim derdi var. Sıkıntı çekmeyen, kaygılanmayan kimse kalmadı ülkemizde. Herkes geleceği için endişeli.” dedi.
“BELEDİYENİN SORUMSUZLUKLARINDAN BİRİNE DAHA ŞAHİT OLDUK”
Mısırlıoğlu: “Afyonkarahisar Belediyesi’nin sorumsuzluklarından birine daha şahit olduk. Yaşadığımız kentin caddelerinde sokaklarında şırıngalar var. Ne için kullanıldığı neden sokaklara atıldığı bilinmiyor. Ama tahminlerimiz sokak hayvanlarını toplarken uygulanan ilaçların enjeksiyonları olduğu yönünde. Muhtemelen sokak hayvanlarını toplatan belediyenin personelleri bunları sokaklara atıyor. Allah korusun çocuklarımız için bu atıklar çok tehlikeli olabilir. Afyonkarahisar Belediyesi’ni bu tür konularda daha hassas olmaya davet ediyorum. Belediye’nin resmen gasp ettiği belediye çarşısı yıkıldı biliyorsunuz. Güncel değerinin çok çok altında rakamlarla avutulmaya çalışılan esnaf çok zor durumda.” dedi.
“EKMEK TEKNESİ YIKILAN ESNAF ÇARESİZ”
Mısırlıoğlu: “Bir esnafımızdan gelen mektubu okudum, içim cız etti.. Esnaf mektubuna şöyle başlıyor: “Alacaklarına gelince gününde, haklarımızı ödemeye gelince keyifleri yetince” o kadar doğru söylüyor ki… Belediye buradaki esnafın tapularına 4 yıl önce şerh koydurmuş. Ekmek teknesi yıkılan esnaf çaresiz. Belki de en güvendikleri yerden yara aldılar. Geçim sıkıntısı nedeniyle çocuklarından, torunlarından ayrılmak zorunda kaldılar. Tabi ki haklarını helal etmiyorlar. Bu veballe nasıl yaşayacaklar bilmem ama, hakkın adaleti elbet bir gün tecelli edecektir. Bizim belediyemiz gerçekten şehrimizin prestijini düşüren bir belediye. Biz büyükşehir olacağız derken köylerden kasabalardan bile daha vasat sokaklarımız var. Sayın Zeybek’e tavsiyemdir, muhtarlara danışsın, vatandaşa hizmet nasıl verilir öğrensin. O çok övündüğümüz gastronomi konağınının etrafındaki sokaklarda yürümek mümkün değil. Her yer çamur… Bir kente yakışmayacak vasat görüntüler bunlar. Hem de kentin övündüğü, turist çekmeye çalıştığı bir yerde böyle görüntülerin oluşması utanç verici. Yollarında yürünemeyen bir şehrin turist çekmesini, gelen turistin bu şehirden memnun ayrılmasını nasıl beklersiniz? Her şeyi geçtim, bir şehrin çehresini güzelleştirmeniz gerekirken böylesine bakımsız, böylesine terk edilmiş bir görünümü nasıl kabul edersiniz? Bu şehre çakılan her çivi, yapılan her hizmet sizin imzanız demektir. Bunu nasıl göze alıyorsunuz anlamıyorum. Bu rezilliğin sorumlusu ben olsam sokağa çıkamam.” dedi.
“İLİMİZDE ÇOCUK CERRAHI SIKINTISI YAŞANIYOR”
Mısırlıoğlu: “Siyaseten atamalardan hep bahsediyoruz. Ama bu sefer ki yuh artık dedirten cinsten. Çünkü bu sefer siyaseten atanan kişi bir doktor… İnsanların canını emanet ettiği doktorları bile piyon gibi görüyor artık bunlar. İlimizde çocuk cerrahı sıkıntısı yaşanıyor. Buna rağmen Afyonkarahisar Devlet Hastanesi’ne bir çocuk cerrahı atanıyor ancak doktor, kendisinin buraya siyasi olarak atandığını ve fazla kalmayacağını söylüyor. Sünnet için kendisine giden kişilere sünnet yapamam, çünkü burada fazla kalmayacağım, takibini yapamam diyerek vatandaşı geri çeviriyor. Siyaseten doktor ataması nasıl oluyor, neden oluyor aklım almıyor ama keşke şu siyasi gücünüzü halkın refahına kullansanız. Koskoca şehirde sadece 1 çocuk cerrahı var. Diğerini de belli ki farklı amaçlarla getirmişsiniz. Siyasi gücünüzü halka hizmet ederken gösterin. Adam kayırırken, ihaleye fesat karıştırırken, ceplerinizi doldururken değil.” diyerek sözlerini noktaladı. >>Yasin AY