AFYON’DAN AFRİKA’YA UZANAN BAŞARI HİKAYESİ STORYBOX’TA
“NEY” MOTTOSUYLA BAŞARIYA ULAŞAN SANAYİCİ: SELİM ÖZSOY
Özpet Global Yönetim Kurulu Başkanı Selim Özsoy, StoryBox kanalında nasip, ekip ve yürekten oluşan “NEY” mottosuyla, Afyon’dan dünyaya uzanan sanayi yolculuğunu ve itibarın paradan daha değerli olduğunu anlattı.
Türkiye’deki girişimcilik başarılarını ekranlara taşıyan StoryBox YouTube kanalının bu haftaki konuğu, Afyonkarahisar’ın tanınmış iş insanı ve Özpet Global Yönetim Kurulu Başkanı Selim Özsoy oldu. Programda iş yaşamındaki yolculuğunu ve Afyonkarahisar merkezli üretim faaliyetlerini anlatan Özsoy, yaşam tecrübelerini samimi ifadelerle paylaştı.
Ticareti manifatura mağazasında çıraklık yaparak öğrendiğini ifade eden Özpet Global Yönetim Kurulu Başkanı Selim Özsoy, “Ben Afyon’da doğdum, öğrenimimi burada tamamladım. 70 yıllık sanayici ve tüccar bir ailenin dördüncü kuşak temsilcisiyim. Çocukluk yıllarım manifatura mağazamızda geçti. Okuldan sonra dükkâna gider, temizlikten başlayarak her görevi öğrenmeye çalışırdım. Bayramlarda mağaza önünde çorap ve mendil sattım. Ticaretin tadını küçük yaşta aldım. Ama "patron çocuğu" olmak bize bir ayrıcalık kazandırmadı. Ailem çok disiplinliydi. Bir gün emektarımız Kasım amca bana para verip manava gönderdi. Dönüşte para üstünü sadece teslim ettim. O da bana şöyle dedi: “Evladım, aldığın her şeyi, kaç kilo, kaç para, nereden aldığını yazacaksın. Para üstünü de not edip öyle vereceksin.” O zaman anlamamıştım ama yıllar geçince bunun ticaretin temeli olduğunu öğrendim.” diye konuştu.
“50 METREKARELİK DEPODAN AFRİKA’YA İHRACAT”
İş hayatındaki ilk ciddi adımını 1997 yılında Afrika pazarına toz deterjan ihraç ederek attığını kaydeden Özsoy, “İlk ciddi girişimim 1997’de Afrika pazarına toz deterjan ihracatıyla başladı. 50 bin dolarlık sermaye, küçük bir makine ve 50 metrekarelik bir depo... Ama inandım, yılmadım. Kuzey Afrika’ya 7 yıl boyunca binlerce koli ürün ihraç ettik. Bugün geldiğimiz noktada, 25 bin metrekare kapalı alanda, yeşil bina sertifikalı fabrikamızla ulusal markalara üretim yapıyoruz. Market raflarında gördüğünüz ürünlerin ambalajlarının altında bizim imzamız var. Bu bizim için büyük bir gurur.” şeklinde konuştu.
“İTİBAR, BİTMEYEN BİR SERVETTİR”
2002 yılında plastik sektöründe kendi yolunu çizmeye karar veren Özsoy, babasının “Sen varsan, ben de varım. Çarıkları tekrar giyeceğiz, var mısın?” sözleriyle çıktıkları yolculuğun dönüm noktasının “yerinde üretim” modeli olduğunu belirtti. Özsoy, “2002 yılında plastik sektöründe kendi yolumu çizdim. Babam o zaman bana şöyle dedi: “Sen varsan, ben de varım. Çarıkları tekrar giyeceğiz, var mısın?” Ben de “Varım baba” dedim. El ele verip başladık. 2012’de artan maliyetlerle mücadele etmek için "yerinde üretim" modelini geliştirdik. Müşterimizin fabrikasına en yakın yere gidip makinelerimizi kurduk, 7/24 hizmet verdik. 1 yıl boyunca uğraştım, yılmak üzereydim ama sonunda Ülker bize inandı. İlk üretim tesisimizi Adana’da kurduk. Bu bir dönüm noktasıydı. Sonra Bursa, Ayvalık, Tekirdağ derken sistemimizi Türkiye’nin önde gelen firmalarıyla yaygınlaştırdık. Bu süreçte hiç unutmadığım bir anı var. 1992’de Afyon’da ilk çok katlı mağazamı açarken sermayem tükenmişti. Eskişehir’de Sarar firmasına gittim. Tüm ürünleri seçtim ama içim sıkıntılıydı. Cemalettin Sarar beni fark etti. Bir kahve söyledi ve sonra hiç bilmediğim bir hikâyeyi anlattı: Dedemle yaşadıkları bir araba alışverişi… Senetlerin yırtılması, güvenin sembolü olmuş. O güven, yıllar sonra bana referans oldu. Cemalettin amcam, “5 vade yapacağım bu ürünleri sana 15 vadeyle vereceğim. Senet yok, para yok, sadece tarih yazın yeter” dedi. O kahvenin 40 yıllık hatırını işte böyle yaşadım.” Dedi
“NEY: NASİP, EKİP, YÜREK”
Hayat felsefesini “NEY” kelimesiyle özetleyen Selim Özsoy, “Benim bir hayat mottom var: "NEY." N’si nasip... Ticarette başarılı olmak istiyorsan nasibin olacak. E’si ekip... İyi bir ekip olmadan başarı olmaz. Y’si yürek... Cesur bir yüreğin, risk alacak bir iraden olacak. Bu üçü bir araya gelmeden başarı mümkün değil. Babamın bana hep söylediği bir söz var: ‘Para kazanıyorsan afiyet olsun. Para kazanmadan yiyorsan, boğazına dursun.’ İtibar bizim için en büyük sermaye. Çünkü itibar, tükenmeyen bir değerdir. Hayatta hiçbir zaman “ben oldum” demedim. Hep şükrettim, hep öğrendim. 25 yıldır bu sektördeyim ama hâlâ “Plastiğin P’sindeyim” diyebilirim. Çünkü öğrenmenin sonu yok. Hayat kısa metrajlı bir film… Rolümüzü iyi ezberleyip sahnemizi güzel oynamalıyız. Geride hoş bir seda bırakmak, güzel anılar biriktirmek en büyük zenginliğimiz.” dedi
ŞEYDA YEŞİLÇAY